1BÜTÜN YOLLAR SiYAH BiR CÜRÜMÜSLÜGE CIKAR

hayatı I resimleri I hakkında yazılanlar I eserleri I son not I o'na dair linkler

GEORG TRAKL

1887'de Saizburg'da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Trakle birkaç öğrenci arkadaşıyla birlikte önce "Apollo şairler kulübünü, daha sonra da "Minerva"yı kurdu. Nietzsche'ye aşırı bir ilgiyle bağlanan bu grup, marjinal tutumlarından dolayı çevrelerince tepkiyle karşılandı. Ergenlik döneminde uyuşturucu kullanmaya başladı. Okulunda başarısız olunca ayrılıp bir eczanede çalışmaya başladı, çünkü böylelikle uyuşturcu maddelere ulaşması daha kolay oldu. Eşi de kendisi gibi uyuşturucu kullanan Trakl, ailesine acımayla karışık nefret duyguları beslemiş ve uçlarda dolaşmanın verdiği acıları, bunalımları gidermek için bütünüyle kendini uyuşturucuya vermiştir.

Varlığına zemin arayan bir arzuyla şiire ağırlık veren Trakl şiirde uygulamaya çalıştığı cesur yenilikler ve alışılmadık korkularla (çürüme, yok olma) hem yadırganıyor hem de gizli bir ilgi
opluyordu. Sosyal yönü zayıf olmasının da etkisiyle bir dönem kendisini sürekli okumaya verdi. Innsbruck kentine taşındıktan sonra tüm kitaplarım sattı. Burada Stefan Zweig da dahil bir çok
edebiyatçıyla tanıştı ve şiirleri büyük ilgi görerek yayınlandı. Traki bu dönemden sonra kendine hedef olarak ölümlülüğü aşabilecek eserler vermeyi seçti. Çünkü yaşamaya yeni başladığı kentte tanıştığı büyük edebiyatçılar, utkunun genişlemesine sebep olmuşlardı.

Alman edebiyatında 1910 yılma kadar yaşanan suskunluktan sonra, genç kuşak edebiyatta yeniyi aramaya koyuldu. 1910-1914 yılları, erken dışavurumculuk döneminin yaygınlık gösterdiği zaman dilimidir. Bu yıllarda 'Fırtına' (Sturm), 'Eylem' (Akcion ve Beyaz Sayfalar' (Weisse Biaetter) adlı dergiler yayın hayatlarına başlamışlardır. George Heym, Ernst Stadler, George Trakl Gottfried Benn, Franz Wefel, Albert Ehrenstein, Johannes R. Becker gibi genç yazarlar eserlerim yayınlamışlardır. O zamana kadar ortaya çıkan bütün edebi akımlara karşı çıkan bu genç kuşak, büyük bir atılım göstererek, bireysel olanı irdelemeyi, kişinin derinliklerinde yatan gerçekleri dile getirmeyi amaçlamışlardır. Böylelikle bireysel yaratıcılık ve düş gücüyle kendi dünyalarını yeniden yaratmayı, şekillendirmeyi amaçlamışlardır.

Dünya Savaşı patlak verince, birçok genç yazar gibi George Trakl'da savaşa katıldı. Bir askeritıp servisinde görev yapan Trakl,  katıldığı Grodek çarpışmasından sonra ruh sağlığı iyice bozuldu ve tedavi görmesi için yatırıldığı hastanede aşırı dozda kokain alarak yaşamına son verdi. Alman edebiyat tarihçilerinin dikkatini çeken birkaç olay var Trakl'ın çocukluğunda. Bir gün kendisin ürkek bir atın önüne atmış, bir başka olayda ise, tren raylarının üstüne çıkıp gele1n treni durdurmaya çalışmış, son
ı kurtarılmıştır. Neumann'a öre, bu iki davranış, şairin bilinçaltındaki intihar eğiliminin belirtisidir.